25 Mayıs 2011 Çarşamba

Bilimsel Keşfin Beklenmedik Kaynağı:Rastlantı Küften fare zehirine, oradan ecza dolaplarına;milyonları kurtaran bir ilacın hikâyesi

Bilim tarihi ilginç keşif hikâyeleri ile doludur. Dikkati çeken ise “rastlantı”nın bu keşiflerin pek çoğunun ortaya çıkmasında oynadığı olağanüstü roldür. Bilim insanının olup bitene yepyeni bir gözle bakabilme ve herşeyi sorgulama özelliği ile bir araya geldiğinde rastlantılar milyonların yaşamını etkileyecek keşiflere dönüşmüştür. Pek çok keşfin ortak yönü görünüşte birbiri ile ilgisi olmayan gerçekler arasında daha önce görülemeyen bağlantıların kurulmasıdır. Bilim tarihinde buna en güzel örneklerden biri sığırlarda ortaya çıkan bir kanama hastalığını, fare veya kobay zehirini, başarısız bir intihar teşebbüsünü, bir Amerikan başkanının kalp krizini ve dünya genelinde milyonlarca insanın her gün kullandığı bir ilacı kapsayan hikâyedir. Diğer keşiflerde olduğu gibi, varfarinin hikâyesi de bilim insanlarının laboratuvarlarda geçen sayısız günlerini ve gecelerini, alın terlerini, hem zihinlerini hem de fiziksel kaynaklarını olağanüstü bir kararlılıkla problemin çözümüne odaklamış olmalarını içerir.

TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisinin Haziran 2011 sayısı için bilimde rastlantının önemini gösteren bir yazı kaleme aldım.  İlgi ile okuyacağınızı tahmin ediyorum.

3 yorum:

  1. Bilim ve Teknik Dergisindeki yazınızı çok beğendim. Gerçekten ilham verici bir hikaye. Yazının kurgusu ve olayların birbirine bağlanması noktasındaki başarınızdan dolayı ayrıca tebrik ederim.

    YanıtlaSil
  2. TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisini almamdaki en büyük nedenlerden birisisiniz.Tıp fakültesi öğrencisiyim ve bence okulda anlatılması gereken fakat çok yüzesel geçilen konuları çok basit bir şekilde açıklayabiliyorsunuz.Özellikle beyin üzerine yazdığınız yazılar bu konuya ilgi duymamı sağladı.Yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum ve sıradakileri merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil
  3. filizin hayali5 Eylül 2011 17:01

    yegenim SP li.konusamıyor.kendi gelistirdigi isaretlerle derdini anlatmaya calısıyor.birgun dedeside felç gecirip konusamayınca.kafasını gosterdi.dedemde benim gibi oldu diye isaret etti.hem gulduk.hem uzulduk.anne baba cok ugrasıyorlar.ona kok hucreyle gen tedavisi ile birseyler yapılabilirmi.okuyan beyin yazınız beni cok etkiledi.zira aynısını babamda yasıyoruz.onun icinde cok cabaladım.nerelere goturebilirim.hangi merkezler var.yaslı nasılsa omru az kaldı diye gidilen yerlerde fazla ilgilenmiyorlar.ne olursa olsun olsun babam icin daha fazla seylerin yapılacagına inanıyorum.bu konularla ilgili yazılarınızı bekliyorum.mail adresinizi bulamadı.buraya yazmak zorunda kaldım.

    YanıtlaSil