25 Ağustos 2012 Cumartesi

Yeni Web Sitem

Sevgili okurlarım,
"tek durak" olmasını planladığım yeni web sitemin açılışını sizlere bildirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Bilim konusunda yazdığım bloglarım yanında özellikle eğitim ve çevre konusunda aralıklarla yazdığım bloglarımı da arzu ederseniz aynı siteden okuyabilirsiniz. Bilimsel çalışmalarım ve müzik faaliyetlerimle ilgili bilgi ve haberlere de yeni sitemden ulaşabilirsiniz. Podcast'lerime zamanın elverdiği ölçüde devam etmeye çalışacağım.
İlginiz için teşekkür eder, herşeyin gönlünüzce olmasını dilerim,
Bahri Karaçay
www.bahrikaracay.com/turkce/


1 Haziran 2012 Cuma

Eğitimde Fırsat Eşitliği: İnternetle Gelen Devrim



Eğitimde fırsat eşitliğini yakalamak açısından, insanlık olarak olağanüstü birzaman diliminden geçiyoruz. Bir zamanlar ulaşılmaz olan veya ulaşılması için olağanüstü çabalar gerektiren bilgi ile aramızdaki yegâne “engel” içimizdeki öğrenme arzusuna ve internet bağlantısı olan bir bilgisayara indirgenmiş durumda. Google’ın, Wikipedia’nın ve YouTube’un parmaklarımızın ucuna getirdiği dünyanın bilgisine, son günlerde dünyanın en parlak beyinlerine sahip MIT, Harvard ve Stanford gibi üniversitelerin profesörlerinin verdiği dersler de eklendi. Dijital devrimin en güzel yanı ise bu paha biçilmez bilgi akışının bedava olması. Eğitimdeki bu değişimin, uygarlığın çok daha hızlı ilerlemesini sağlayacağına kesin gözüyle bakılıyor.

TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisinin Haziran 2012 sayısı için  eğitimde son birkaç yıldır yaşanan değişimden bahsettim. Ancak makalemin amacının okuru bu değişimden haberdar etmek ve gelişmeler hakkında yüzeysel de olsa bilgi sahibi olmasını sağlamak olduğunu, dijital eğitim reformunun derinlemesine incelenmesinin ve yol gösterici önerilerin sunulmasının makalenin amacı ve kapsamı dışında olduğunu belirtmek isterim.


8 Mayıs 2012 Salı

21 Aralık 2011 Çarşamba

Jurasik Park Gerçek Mi Oluyor?

Yaşlı dünyamızdan şimdiye kadar cok sayıda tür gelip geçmiş. Milyonlarca yıl önce gezegenimizin baskın türü insanlar değil dinozorlardi. Simdiye kadar yaşamış türlerin çoğu yokolmuş ve varolan türlerin pek çoğu da büyük bir hızla yok olmakta. Nesli tükenmiş türlerin kalıntılarını sadece müzelerde görebiliyor veya onların hayatta iken nasıl olabileceklerini bilim-kurgu filmlerde izleyebiliyoruz. Ancak son zamanlarda onlari geri getirmekten bahsetmeye başladık. Gelişmelere bakılırsa gezegenimizin bu eski sakinlerine yeniden merhaba diyebileceğimiz günler geleceğimizin bir parçası olacağa benziyor.

TÜBITAK Bilim ve Teknik Dergisinin 2012 yılı ilk sayısı için nesli tükenmiş canlıların yeniden yaşama kavuşturulmasına ne kadar yakın olduğumuzu, bu konuda son zamanlarda yapılan araştırmaları ve elde edilen sonuçları yazdım. İlgi ile okuyacağınızı tahmin ediyorum.





31 Ekim 2011 Pazartesi

Dünyayı Besleyen Adam: Norman Borlaug

Yağmur bu yaz da uğramadı Somali’ye. Yiyecek bir şey bulamayınca önce sütleri kurudu ineklerin, sonra vücutları içeri doğru çökmeye başladı. Derileri kemiklerine yapıştı neredeyse. Sırtlarına su dökülse kaburga kemikleri arasında oluşan oluklardan akardı aşağı doğru. Kasları o kadar eriyip gitti ki kalça kemiklerinin sivri uçları derilerini delip dışarı çıkacaktı sanki. Hareket edecek güçleri de tükenince bir bir oldukları yere yığılıp kaldılar, bir daha da kalkmadılar. Sonu gelmeyen kuraklığın yakıp kavurduğu bu tozlu toprakların insanları, hayatla aralarındaki en güçlü bağları olan hayvanlarını kaybederken aynı kaderi paylaşıyorlardı. Emziren annelerin yanakları açlıktan içeri çökmüş, elmacık kemikleri çıkık çıkık duruyor. Konuşmaya dahi güçleri kalmamış, gözleri soluk soluk bakıyor. Bir annenin kucağındaki bebeğin, vücuduna göre kocaman duran başı arkaya doğru düşmüş, gözleri yarı açık, sanki ölümle yaşam arasında bir yerde bekliyor ve her ikisi arasında gidip geliyormuş izlenimi veriyor. Kol ve bacakları incecik kalmış, kaburgaları sayılıyor. Açlığın ve susuzluğun pençesine düşen kabile halkları bile bir yudum su bulabilmek için genelde uzak durdukları yerleşim merkezlerine inmiş, yardım kuruluşlarının su ve yiyecek dağıtan kamyonlarının etrafına yığılmışlar. Parlak renkli boncuklardan yapılmış, boynu dâhil göğüs kafesini kavrayan boyunluğu ve göğüslüğü, kulağında iri demir hakla küpeleri ile bir anne yere oturmuş, yardım kamyonundan eline geçen mamayı bebeğine yedirmeye çalışıyor. Güçsüz bebeğin dudaklarında kalan mamaya sinekler üşüşmüş. Yaşlılar kurumuş dallar, mukavva, plastik, teneke ne bulunmuşsa onunla yapılmış küçücük barakalarının önüne çömelmiş, dirseklerini dizlerine dayamış, yüzlerini avuçlarına almış, sanki sonsuzluğa bakıyor, ölümü bekliyorlar.

Tarihin sessiz kahramanları vardır, kimsenin adlarını bilmediği. Oysa onların yaptıkları yerkürenin her köşesine ulaşmış, milyonlarca insanın hayatına dokunmuştur. Norman Borlaug işte bu kahramanlardan biri. O tarihe dünyayı besleyen adam olarak geçti.

TUBITAK Bilim ve Teknik Dergisinin Kasım 2011 sayısı için Norman Borlaug'in insanlığın gıda sorununun çözümüne yönelik esin kaynağı olan çalışmalarını ve elde ettiği başarılarını yazdım.
http://www.biltek.tubitak.gov.tr/

19 Ekim 2011 Çarşamba

Okurlarımla tanışmayı dört gözle bekliyorum.


13 Kasim 2011
TÜYAP Kitap Fuarı TÜBİTAK Standı’nda “Yaşamın Sırrı DNA” kitabı imza günü

15 Kasım Salı
TÜYAP Karadeniz Salonu Bilim Söyleşisi
Saat 12:30 -13:30